Ana içeriğe atla

Hamsi Tava



Bir süredir soğuk algınlığından muzdaribim demiştim. Dün eve giderken daha önce balık alırken gördüğüm ayıklanmış hamsilerden alayım diye düşündüm. Hamsiyi sevmemize rağmen ayıklamasındaki zorluk nedeniyle büyük balıkları tercih ediyordum.

Çarşıya gittim baktım ayıklanmışlar plastik bir kaba konulmuş, ne kadar dedim 6 tl imiş kilosu, sevine sevine aldım çünkü normali 5 tl idi. Ayıklandığı için daha pahalı olmasından korkuyordum. Ce'de yolda aradı hamsi var deyince bir sevindi...

Ancak eve gidince işin iç yüzü ortaya çıktı, bunlar ayıklanmış ama kılçıkları duruyormuş, sadece kafaları ve iç organları yokmuş. 1 kg hamsinin kılçıklarını ayıklamaya koyulduk Ce ile beraber. O da ilk balık ayıklama tecrübesini yaşadı.

Hasta hasta yapamam diye işin kolayına kaçtım ama aksine bütün işler beni buldu. Balıkları ayıklarken eşim bir baktı ki ayağı ıslanmış. Sonra döndük mutfak yarıya kadar su. O kadar dalmışız balık ayıklamaya.

Bizim su gideri ara sıra yapıyor böyle azizlik, benimle ilgilenin diyor. Sanırım bazı zamanlarda fazla su gelince (aynı anda çamaşır makinasının suyu akıyordu ve biz de balıkları yıkıyorduk) eğiminin yanlış yapılması yüzünden fazlası taşıyor. Bulaşık makinasını çektik, lavabo açıcı döktük her yeri çamaşır suyuyla sildim. Sonra balıkları kızartmaya başladık. Ben una buladım eşim kızarttı.

Kızart kızart bitmiyor Ce açlıktan ben de yorgunluktan bittim. En nihayetinde 2,5 saat sonra sofraya oturabildik.

Haa bir de bu arada mutfak musluğunu bir açtım bir daha kapayamadım. İnce ince akmaya devam etti. Akşam elimi attığım her şey bozuluyordu. Neyse Ce sonra onu da yaptı. Oysa şu ana kadar hiç bozulmamıştır bilmem kaç yıl garantili gayet sağlam ve (maddi olarak dolgun) bir musluktu.

Allahtan daha önceden akıllandım da mutfağımda artık kalın halı kullanmıyorum, makinada yıkanabilecek bir halım var, bu akşam da onu yıkamak lazım.

Gelelim yemeğin tarifine, kılçıkları da ayıklanmış balıkları mısır ununa bulayıp kızarttık, yanına havuç salatası yaptım ki bence en yakışanı o, havuç salatasına en yakışan sos da, thousand island (bin ada) sosu.

Akşam için daha fazla yemek yapmayı planlıyordum ama bu kadarla yetindik tüm olanlardan sonra.

Yorumlar

VİRGO dedi ki…
afiyet olsun bende severim hamsiyi ama bizim kızlar pek istemiyo kokusuda mutfaktan çıkmıyo koku için ne yapıyorsun ayrıca geçmil olsun diliyorum
Paşa dedi ki…
ay maşallah kardeşim hasta hasta hamsi bile ayıklamısın.kokuyuda duymamısısndır hazır burnun rahatsızken.afiyet şeker olsun lop lop et dolsun:))
Ayca Karaoglan dedi ki…
off ne karmaşa, can sıkıcı bir durum. geçmiş olsun... denizden babam çıksa yerim diyenlerdenim:) hamsiyi kızartacaksam hiç ayıklamıyorum, lüp lüp yutuyoruz :)
Ayşe dedi ki…
gece bizde sizin gibi temizlenmis balik aliyoruz ve sadece kilciklarini cikariyoruz. Bak sana puf nokta; kilcikli baliklari agzina kadar su dolu bir kabin icinde bi 10-15 dk. beklet. Sonra goreceksin, kilciklar o kadar kolay ayrilacaklar ki baliktan ;)
Sütlac Hanimm dedi ki…
Çocuklugumda yani 4-5 yaş civarı ev sahibimiz karadenizliydi ve sabah öglen akşam hamsi yaparlardı ve özellikle bana gönderirlerdi o sene nasıl bir hamsi yemişsem abartısız 20 sene yüzüne bile bakmadım taki gecen ay eltimlere misafirlige gidene kadar birde saklıyorum milletten hamsiyi sevmedigimi nedense, aaa o yenmezmi hiç bak o şöyle faydalı böyle saglıklı demelerinden bıkmış olmalıyım neyse eltimlere gittik hamsi tava varmış yemekte ben ık-mık sevmiyorum dedim ama mecburen bitane yedim uuyyy :) ne güzel bişey ya vallahi bayıldım bayıldım bayıldım şimdi yine canım çekti...
Ellerinize saglık aksilikler olmuş ama, hamsi gibi birde teselliniz varmış..
NeS dedi ki…
Bütün aksilikler bir anda gelmiş. neyseki baş edilemeyecek cinsten değil şükür. ya bende balık sevmiyorum pek ama bu senin yaptıklarını görünce canım istiyor nedense :)
Cocukla Cocuk dedi ki…
Afiyet olsun. Aksilikler için de geçmiş olsun. Ben de hamsiyi çok seven ayıklamayı sevmeyenlerdenim, aldığımız yerde ayıklatmaya çalışıyoruz genelde.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yufkalı Lazanya

Kaç gündür yemek yapmadım doğru dürüst, hem kalan yemekler vardı, hem de birgün annemlerde kalmıştık. Bu gün sevgililer günü olması nedeniyle dün akşamdan sevgililer günü haftasonu kutlamalarına başladım. Eşime ufak bir hediye aldım ve sevdiği bir yemeği yapmak istedim. Daha önce çokça yaptım ama tarifimi yazdığım kağıdı kaybetmişim. Dün internetten baktım yine ancak eskiden nasıl yaptığımı hatırladım ve ona göre yaptım. Resimde görülen oval borcam için kullandığım malzeme miktarlarını yazacağım. Lazanyayı yufka ile yapıyorum çünkü küçücük lazanya makarnası çok pahalıydı ilk araştırdığımda. Bize lazım olan ise onun üç katı ben de yufkalı denedim ve hep öyle yapıyorum. Malzemeler: Katlara koymak için 4 yufka ; İç harcı için, 250 gr kadar kıyma, 2 soğan, 2 havuç rendesi, 10-15 tane mantar, 4-5 adet sarımsak, tuz, kekik, karabiber, fesleğen, kavurmak için sıvıyağ Beşamel sos için, 1,5 litre süt, 6-7 çorba kaşığı tepeleme un, tuz, biraz margarin, biraz karabiber (isteğe bağ

Lahanalı Makarna

Dün lahanaları çöpe gitmekten kurtarmak için ne yapsam diye düşündüğümü söylemiştim. Sarma ve salata dışında beyaz lahanayı pek tüketemiyoruz biz. Dün yabancı sitelerden araştırdım. Farklı tarifler var çok sayıda ama etle servis edilen olmasını istemiyorduk. Bu haftayı sebze haftası ilan etmiştik. Daha sonra makarnalı bir tarife rasladım. Neden olmasın dedik ve beraber yaptık eşimle. Kesinlikle daha sık yapılacak. Çünkü lahana tadını fazla almadan hoş bir lezzet elde ettik. Tarifi elbette biraz değiştirdik. Yakışacağını düşündüğümüz şeyleri ilave ettik. Yapılışına gelince. Küçük bir kuru soğanı piyazlık doğradım, lahanaları ince ince dilimledim, 1 havucu rendeleyip ilave ettim. Bunları az zeytinyağında kısık ateşte kavurdum. Sebzeleri fazla öldürmeyecek şekilde. İçine 4-5 sarımsak doğradım, pul biber ve karabiber ilave ettim. Ateşten almaya yakın ise küp küp doğranmış iki domatesi ve bol maydanozu ilave ettim. Birinci resimdeki nefis karışım çıktı ortaya. Daha sonra haşlanm

Girit Usulü Patates

Adının bu olduğundan emin değilim zira internette bu adla kayıtlı hiç yemek yokmuş. Kayınvalidem yapar bu yemeği ve o söylemişti, bu yüzden ona güvenerek bu ismi veriyorum. Ce gittiğinden beri yemek neredeyse hiç yapmıyorum, daha çok atıştırmalık hafif yiyecekler hazırlıyor, ya da başka yerde yemiş oluyorum. Bu Pazar evimde, fazla malzeme kalmamış ve sıcaktan canım birşey yemek istemiyorken, keyifle yiyebileceğim tek yemek bu. Aslında orjinalinde, arpacık büyüklüğü (yada biraz daha irisinden) dilimlenmemiş bütün halde soğanlar ve yine minik sarı patatesler var. Bunlar bütün olarak zeytinyağı ile birlikte ateşe konuyor ve kendi suyunda pişiyor. Ancak ben evde iri soğanlar olduğu için onları iri parçalara böldüm, patatesim yine sarı patatesti ama büyük oldukları için onları da doğradım. Kapalı kapak ile bir tencerede (mümkünse yapışmayan bir tencere) pişiriliyor. Ateş çok kısık olmayacak (ben ilk başta harlı, sonra orta ateşte pişiriyorum) çünkü özelliği o ki, soğanlar ve patatesler