Ana içeriğe atla

Annemin Sütlü Çorbası



Ben ve kablam (küçük ablam) sütü pek sevmezdik, burnumuzu tıkayarak içerdik küçükken. Annem de bize süt içirmenin yolunu bu çorbayla bulmuş olacak ki, hiç yadırgamadan içerdik. Hatta yemekte bundan varsa diğer yemeklerden yemez kase kase ister, koca tencereyi yarışarak bitirirdik.

Geçenlerde bu çorbanın kokusu geldi burnuma. Hemen aradım annemi, yapmak için tarifini aldım. Çok kolaymış şaşırdım. Bu kadar basit olduğunu sanmıyordum.

Bulguru önce başka bir tencerede haşla dedi annem, sonra suyunu süzüp süt ile bir daha kaynat. Bu kadar. E anne yağı unu vs yok mu bunun dedim, yokmuş. Zaten süt yağlı olduğu için gerek yok dedi ve biraz da tuz at bu kadar.



Bu akşam çorbayı yaptım, anneminkine benzemişti. Bu çorba tam bir köy çorbası gibi geliyor bana. Kokusu, tadı, şirin bir köy evinde, yer sofrasında oturarak tahta kaşıklarla aynı tencereden yemek yiyen kırmızı yanaklı insanların hayalini canlandırmama sebep oluyor.

Yorumlar

VİRGO dedi ki…
hımm afiyet olsun...
NeS dedi ki…
Ben çok severim bu çorbayı ama biz pirinçle yapıyoruz. sütlacın tuzlu versiyonu yani :) bulgurlusunu yine sende duydum ilk. yapılabilir tabii. zaten senin yemek tariflerinde hep bizimkilerden başka ya hani yine öyle olmuş canım :) valla olsa da içsem şimdi akşam oldu yine acıktım. ellerine sağlık...
Paşa dedi ki…
nerde aklına geldi kısss
PAPATYA PRENSES dedi ki…
Ben hala burnumu tıkayarak içiyorum sütü:)
Çorba gerçekten çok kolaymış,ama nefis görünüyor:)
Ayca Karaoglan dedi ki…
ben o kadar çok süt içmişim ki, artık kolay kolay içemiyorum :) geceleri uyanıp süt diye ağladığımı anlatır annem :D bunun aşurelik buğdaylı olanını anneannem yapardı. aynen dediğin gibi köy tadı olur. buğdaylıyı ben de arada yapıyorum :)
canım ellerine sağlık benim eşim çok sever ben pirinçli yapıyordum bulgurluyuda deniyeeğim sevgiler cnm
SMİLENA dedi ki…
biliyormusun annem de çok yapardı bize çocukken ama bulgur yerine pirinç koyardı.üstüne de karabiber ekerlerdi..hımm nefis.ellerine sağlık

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yufkalı Lazanya

Kaç gündür yemek yapmadım doğru dürüst, hem kalan yemekler vardı, hem de birgün annemlerde kalmıştık. Bu gün sevgililer günü olması nedeniyle dün akşamdan sevgililer günü haftasonu kutlamalarına başladım. Eşime ufak bir hediye aldım ve sevdiği bir yemeği yapmak istedim. Daha önce çokça yaptım ama tarifimi yazdığım kağıdı kaybetmişim. Dün internetten baktım yine ancak eskiden nasıl yaptığımı hatırladım ve ona göre yaptım. Resimde görülen oval borcam için kullandığım malzeme miktarlarını yazacağım. Lazanyayı yufka ile yapıyorum çünkü küçücük lazanya makarnası çok pahalıydı ilk araştırdığımda. Bize lazım olan ise onun üç katı ben de yufkalı denedim ve hep öyle yapıyorum. Malzemeler: Katlara koymak için 4 yufka ; İç harcı için, 250 gr kadar kıyma, 2 soğan, 2 havuç rendesi, 10-15 tane mantar, 4-5 adet sarımsak, tuz, kekik, karabiber, fesleğen, kavurmak için sıvıyağ Beşamel sos için, 1,5 litre süt, 6-7 çorba kaşığı tepeleme un, tuz, biraz margarin, biraz karabiber (isteğe bağ

Lahanalı Makarna

Dün lahanaları çöpe gitmekten kurtarmak için ne yapsam diye düşündüğümü söylemiştim. Sarma ve salata dışında beyaz lahanayı pek tüketemiyoruz biz. Dün yabancı sitelerden araştırdım. Farklı tarifler var çok sayıda ama etle servis edilen olmasını istemiyorduk. Bu haftayı sebze haftası ilan etmiştik. Daha sonra makarnalı bir tarife rasladım. Neden olmasın dedik ve beraber yaptık eşimle. Kesinlikle daha sık yapılacak. Çünkü lahana tadını fazla almadan hoş bir lezzet elde ettik. Tarifi elbette biraz değiştirdik. Yakışacağını düşündüğümüz şeyleri ilave ettik. Yapılışına gelince. Küçük bir kuru soğanı piyazlık doğradım, lahanaları ince ince dilimledim, 1 havucu rendeleyip ilave ettim. Bunları az zeytinyağında kısık ateşte kavurdum. Sebzeleri fazla öldürmeyecek şekilde. İçine 4-5 sarımsak doğradım, pul biber ve karabiber ilave ettim. Ateşten almaya yakın ise küp küp doğranmış iki domatesi ve bol maydanozu ilave ettim. Birinci resimdeki nefis karışım çıktı ortaya. Daha sonra haşlanm

Girit Usulü Patates

Adının bu olduğundan emin değilim zira internette bu adla kayıtlı hiç yemek yokmuş. Kayınvalidem yapar bu yemeği ve o söylemişti, bu yüzden ona güvenerek bu ismi veriyorum. Ce gittiğinden beri yemek neredeyse hiç yapmıyorum, daha çok atıştırmalık hafif yiyecekler hazırlıyor, ya da başka yerde yemiş oluyorum. Bu Pazar evimde, fazla malzeme kalmamış ve sıcaktan canım birşey yemek istemiyorken, keyifle yiyebileceğim tek yemek bu. Aslında orjinalinde, arpacık büyüklüğü (yada biraz daha irisinden) dilimlenmemiş bütün halde soğanlar ve yine minik sarı patatesler var. Bunlar bütün olarak zeytinyağı ile birlikte ateşe konuyor ve kendi suyunda pişiyor. Ancak ben evde iri soğanlar olduğu için onları iri parçalara böldüm, patatesim yine sarı patatesti ama büyük oldukları için onları da doğradım. Kapalı kapak ile bir tencerede (mümkünse yapışmayan bir tencere) pişiriliyor. Ateş çok kısık olmayacak (ben ilk başta harlı, sonra orta ateşte pişiriyorum) çünkü özelliği o ki, soğanlar ve patatesler