Bu hafta birgün balık yiyecektik ancak bu güne kısmetmiş. Genelde haftada bir yapmak istiyorum bir süre düzenli gidiyor ama sonra düzen bozuluyor. İş çıkışı balıkçılar çarşısına gittim. Unuttuğum anılara daldım.
Her bir kasabanın, ilçenin, şehrin mutlaka bir çarşısı vardır. Bayram günlerinde çarşılar yürüyemecek kaar kalabalık olur. Esnaf birbirini sever, müşteriyi tanır onla sohbet eder. Giderken yine bekleriz abi(abla) larla sıcak bir şekilde uğurlanırsınız. Akşam çok da sık gitmediğim çarşıda dolaşırken, bu tarz konuşmaları hayretler içerisinde gördüm dinledim. Uzun zaman önce unutmuşum ben bunları.
Yakınımızdaki süper marketlere sık sık gitsek de öyle olmuyor. Reyoncular ya da kasiyerler ile müşteri arasında (her gün görsek dahi) böyle bir sıcaklık kurulmuyor. Çarşıya daha fazla gitmeliyim.
Büyük balıkları genelde aliminyum folyoya sımsıkı sararak fırında pişiriyorum. Kapatmadan önce üzerine biraz zeytinyağı döküyor, orasına burasına maydanoz, dilimlenmiş soğan ve bir dilim limon koyuyorum. Fırının üst tarafında 15 dk kadar pişirip ters çevirip bir de diğer tarafı pişiriyorum. Hiç koku olmuyor. Zaten koku olsa da yaparım bence beslenme evin temizliğinden daha önemli. Ev birşekilde temizlenir her zaman.
Balığın yanına garnitür olarak birkaç patates biraz da bezelye ve mısır haşladım.
Bir de roka salatası yaptım. Kıvırcık, maydonoz ve rokaları domatesle süsledim. Bol limon ve yağ karışımıyla cilaladım.
Böyle bir yemekten sonra leziz tatlardan ve sağlıklı beslenmiş olmaktan dolayı şükrettik
Yorumlar
ellerine sağlık