Tarifsiz Bir Gece

Evde kalmış olan 2 tanecik yufkamı ne yapsam diye düşünürken aklıma bu geldi. İçinde pastırma olan bu böreği Ramazan ayında bir restoranda yemiş, bazı yerlerde tariflerini okumuştum. Ancak aklıma yazmamıştım. Tek hatırladığım pastırma olduğu ve galeta unuyla kızartıldığı. Biraz önce de araştırdım, galeta unu ile herkes kızartmamış bir de içindeki malzemeler biraz daha farklıymış. Ben yediğim tadı hatırlayıp ona benzetmek için neler ilave ederim diye düşündüm. Önce iki küçük çarliston biberi az yağda kavurdum. İçine rendelenmiş yarım havuç (iki yufka için yapıyorum malzemeler az az ) iki küp doğranmış domatesi ilave ettim. Suyu azalana kadar pişirdim. İçine geçen günkü püreden kalan patates püresini (iyi ki katmışım harika oldu) ve biraz rendelenmiş kaşar peyniri kattım. Bir miktar pul biber ve karabiber ile tatlandırdım. Pastırmaları karışımla birlikte pişirmek aklıma gelmedi, yufkanın içine bir dilimin yarısını ve bolca malzeme koyup sardım. Eşim pastırma tadını fazla sevmed...

Bu önceki günün menüsüydü evimizde ancak fotoğrafları ekleyemedim kablo yanımda değil diye. Bir gün sonraya kaldı. Patates püresi ve yanında bir miktar et yapmıştım. Püre tam olması gerektiği gibi oldu ama etler biraz dibi tutmuştu. Özel birşey yapmadı. Soğanı salça ile kavurup etleri sulu şekilde pişirmeyi planlıyordum. Ancak suyu bitmiş kuru bir yemek oldu bizimkisi, neyse ki tadı yerindeydi. Bir de bir kısmı buruşup yaşlanmış olan biberleri kurtarma operasyonuna gidildi. Biber kızartmasını bu şekilde çok seviyoruz. Kızarttıktan sonra ayrıı bir tavada biraz lor peyniri ile çeviriyoruz. Özellikle kahvaltı ve öğle yemekleri için ideal.

Daha önce bu kurabiyeyi başka birinden yemiştim ve çok hoşuma gitmişti. Dün ise denemeye karar verdim. Tarif bir çok sitede mevcut, kolayca buldum. 1,1,1 ölçüsüne sahip, akılda tutması çok kolay. 1 bardak pudra şekeri, 1 bardak sıvıyağ, 1 bardak tahin ve aldığı kadar un. Hamur sert kıvamlı bir hamur olacak. Mesela kurabiye kalıplarıyla şekil veremedim, zeminden alıp tepsiye koyarken parçalandı. Mecburen yuvarlak. Bu ölçülerde benim hamurum 1,5 fırın tepsisi doldurdu. Lezzetli, ağızda dağılan bir kurabiye. Ancak bana göre tahin oranı biraz daha az tutulsa daha iyi olacak, yarım ölçü belki. Bundan sonra öyle yapacağım. Fırına atmadan önce cevizle süsledim. Ancak fırında cevizler kararıyor ya da yanabiliyor ne yapmalı bilmem. Gördüğünüz gibi bol bol fotoğraf çektim, çatlak yüzeyi makinada hoş görüntüler oluşturdu. Aşağıdaki de aynı kurabiyenin çikolatalısı :p İki tepsiden biri (az olanı Allahtan) az pişmişti. Ben de tekrar fırına koydum. Dün bloglarda gezerken birden...

Ce ile çin yemeklerinden, içinde ne olduğunu bildiklerimizi yemeği seviyoruz. Eskiden Ce Mecidiyeköy'de çalışıyordu ve öğle yemeğini sık sık Profilo'da bir çin yemeği dükkanında yiyordu. Bu çorbayı da orda içip, çok beğendiğini söylüyordu. Sizde de böyle olur mu, yoksa ben mi anormalim bilmiyorum, eşimin dışarıda yediği yemekleri beğenmesini kıskanıyorum. Ben hep daha iyisini yapmak istiyorum . Bu çorbayı ilk yapmam da bu sebepten olmuştur. Şimdi Beşiktaş'ta çalışıyor, arada gittiği Sefer Tasım diye bir lokanta var. Sürekli değişik ve hoş yemekler oluyormuş (ben de bir kere gitmiştim). Şimdiki rakibim o. Neyse bu çorbayı yapmak için internette araştırdığımda Karadeniz yöresine ait tarifler çıkıyordu. Şimdi içeriğini tam hatırlamıyorum ama, onun malzemeleri bununla pek alakalı değildi, yada benim yapmak istediğim çorba o değildi. Yabancı sitelerden, çin yemeklerinden araştırıldı ve bulundu. Bu zamana kadar artık kişiselleştirecek ve aklımdan yapacak kadar çok yapt...

Karadeniz turumuzda tadı damağımızda kalan bir saç kavurma yemiştik, ama alabalıktan. Dün akşam ona benzer birşeyler yapalım dedik eşimle. Bu arada artık neredeyse tüm yemekleri beraber yapıyoruz. Çok zevkli oluyor. Aklımızda kalan tatları elde etmek için tamamen kafadan yaptık. Uzun kıyılmış soğanlar az salça ile kavurduk, içine ince dilimlenmiş biber ekledik. Tuz, karabiber, pul biber, kırmızı biber ilave ettikten sonra küçük doğranmış tavukları da attık. Sürekli karıştırarak pişirdik. Pişmesine yakın küp doğranmış domatesi de ekledikten sonra birkaç sefer daha karıştırıp ateşi kapadık. Çok karıştığı için biraz görüntüsü bozuldu ama :( Lezzeti aklımızdakine yakın oldu, ancak o bol tereyağlıydı o ayrı. Hakiki saç kavurma nasıl olur bilmesem de umarım yakın birşeydir bu yaptığıma. Bir de fırında patates yaptık. Doğradığım patatesleri tepside hiç birşey eklemeden kızarana kadar fırında beklettim. Çıkınca tuzlayıp, ketçapla yedik. Çok hafif oldu.

Dün lahanaları çöpe gitmekten kurtarmak için ne yapsam diye düşündüğümü söylemiştim. Sarma ve salata dışında beyaz lahanayı pek tüketemiyoruz biz. Dün yabancı sitelerden araştırdım. Farklı tarifler var çok sayıda ama etle servis edilen olmasını istemiyorduk. Bu haftayı sebze haftası ilan etmiştik. Daha sonra makarnalı bir tarife rasladım. Neden olmasın dedik ve beraber yaptık eşimle. Kesinlikle daha sık yapılacak. Çünkü lahana tadını fazla almadan hoş bir lezzet elde ettik. Tarifi elbette biraz değiştirdik. Yakışacağını düşündüğümüz şeyleri ilave ettik. Yapılışına gelince. Küçük bir kuru soğanı piyazlık doğradım, lahanaları ince ince dilimledim, 1 havucu rendeleyip ilave ettim. Bunları az zeytinyağında kısık ateşte kavurdum. Sebzeleri fazla öldürmeyecek şekilde. İçine 4-5 sarımsak doğradım, pul biber ve karabiber ilave ettim. Ateşten almaya yakın ise küp küp doğranmış iki domatesi ve bol maydanozu ilave ettim. Birinci resimdeki nefis karışım çıktı ortaya. Daha sonra haşlanm...

Bu hafta biraz daha hafif yemekler yemeğe karar verdik, hala bitiremediğmiz lazanyadan sonra. Sadece sebze yapacağım. Dün akşam ise zeytinyağlı bezelye, kabak ve salata yaptım. Kabakları uzunlamasına 4 e kesip sonra küp küp doğradım. Kısık ateşte az zeytinyağı ile kendi suyunda (kapak kapalı olarak) pişiriyorum. Üzerine dökmek için sarımsaklı maydonozlu yoğurt yaptım. Çok lezzetli oluyor. Bezelye ise bildiğimiz gibi soğan, bezelye ve havuç. Havuçları asimetrik görüntü olsu diye uzun uzun doğradım. Patates de doğranabilir ancak yemek miktarının artmasını istemedim. Zira bir günden sonra sıkılıyoruz aynı yemeği yemeye. Bir de salata tabi. Göbek, kıvırcık, bol maydanoz, kırmızı lahana domates doğradım ve karıştırdım. Bol limonlu daha çok seviyorum. Bugün ise beyaz lahanadan bir yemek yapsam iyi olacak, çöpe gitmekten kurtulması için lahanalarımın. Ancak değişik bir tarif bulmam lazım . Yabancı sitelerde arayayım bir cabbage recipe çıkacak mı?

Cuma günü kalp şeklinde silikon kaplardan aldım. Bugün büyük bir heyecanla evlendiğimden beri ilk defa kek yaptım. Öyle güzel kabarmıştı ki, sonra sondü. Olsun tadı güzel olmuş. Ve en önemlisi eşimle ben kupkuru sünger gibi kekleri sevmiyoruz, bu öyle kuru olmamıştı. Aslında içine çikolatalı sos koyacağım daha, ancak evde süt kalmadı (geçen gün lazanyaya harcadım, bir daha da markete gidemedim). Resmini çekmek için süt almayı bekleyemedim. Zira ben çıkana kadar akşam olacak, o zaman da gün ışığında çekemeyeceğim resmimi. Normalde kekin içine de süt koyarım ben, ama yok diye yoğurt koydum. Bunun dışında pudra şekeri, yumurta, un, kabartma tozu, vanilya ve sıvı yağ kattım. Hepsini göz kararı koydum. Çünkü bu kaplar için ne kadar yapmam gerektiğini bilmiyordum. Hatta biraz fazla geldi. Bu arada Martha Stewart'ın sitesindeki her bir resme bitiyorum. Ben de öyle resimler çekmek istiyorum :(

Kaç gündür yemek yapmadım doğru dürüst, hem kalan yemekler vardı, hem de birgün annemlerde kalmıştık. Bu gün sevgililer günü olması nedeniyle dün akşamdan sevgililer günü haftasonu kutlamalarına başladım. Eşime ufak bir hediye aldım ve sevdiği bir yemeği yapmak istedim. Daha önce çokça yaptım ama tarifimi yazdığım kağıdı kaybetmişim. Dün internetten baktım yine ancak eskiden nasıl yaptığımı hatırladım ve ona göre yaptım. Resimde görülen oval borcam için kullandığım malzeme miktarlarını yazacağım. Lazanyayı yufka ile yapıyorum çünkü küçücük lazanya makarnası çok pahalıydı ilk araştırdığımda. Bize lazım olan ise onun üç katı ben de yufkalı denedim ve hep öyle yapıyorum. Malzemeler: Katlara koymak için 4 yufka ; İç harcı için, 250 gr kadar kıyma, 2 soğan, 2 havuç rendesi, 10-15 tane mantar, 4-5 adet sarımsak, tuz, kekik, karabiber, fesleğen, kavurmak için sıvıyağ Beşamel sos için, 1,5 litre süt, 6-7 çorba kaşığı tepeleme un, tuz, biraz margarin, biraz karabiber (isteğe bağ...

Ne zamandır kurufasulye yapmamıştım, dün akşam yaptım. Önceden haşlayıp dolaba kaldırdığım için, bir daha pişince iyice yumuşadılar, tane halinde kalmaları zor oldu. Fasulyeyi pastırmalı yaptım bu sefer, normalde etsiz, sade olanını daha çok severim. İçine biraz da havuç konunca bayılıyorum. Annelerimizin yokluk zamanlarından kalan alışkanlığından olsa gerek, pastırmayı pahalı bulur nadiren alırız. Ancak o kadar da pahalı değil aslında, mesela 100 gr 4-5 tl arası tutuyor ve ben fasülye için yarısını kullandım mesela. Oysa kuşbaşı etli bir fasulye daha da pahalıya mal oluyor. Eve dönerken canım patlıcanlı salata çekmişti. Gider gitmez ocağa koydum patlıcanları közledim. Soyduktan sonra ister blenderdan geçirerek ister doğrayarak servis ediyoruz ki ben genelde doğruyorum. Üzerine domates doğradım aslında bir miktar da kırmızı ve yeşil biber közlense harika olr ama o kadar uğraşamadım. Olmazsa olmazı da sarımsaklı sirkeli ve zeytinyağlı sosu. Güzelce harmanlayıp afiyetle yiyoruz...

Sabahtan beri kesik olan internetimiz biraz önce gelmiş, hemen yazılarımı yayınlayayım gitmeden tekrar. Şu patates ne kadar farklı bir yiyecek, şekli değişince tadı değişiyor sanki. Küp küp kızartınca içi yumuşak, daha tatlı bir patates oluyor. Bir yerde okumuştum elma soğan ve patatesin tadları birbirinin aynıymış farklı olan sadece kokusuymuş. Doğru olabilir. Kuru köfteyi de, kıyma soğan, ekmek içi, yumurta, kimyon, karabiber maydonoz ile yapıyorum. Farklı olarak kızartmak yerine fırında pişiriyorum. Daha hafif oluyor ancak köfteler yarı yarıya küçülüyor :(

Dün akşam yemeği için börek ve bamya hazırladım. Evde çok geç olmadan kurtarmam gereken birkaç yufka olduğundan börek yapayım dedim. İç harcı için bir miktar yağda, küçük doğranmış tavukları, garnitür ve salça ile kavurdum. İçine tuz, karabiber, kekik ilave ettim. Daha sonra sigara böreği gibi sardım ancak daha da kalın olacak şekilde. Tepsiye dizdikten sonra üzerine yoğurt, sıvıyağ ve bir yumurtadan oluşan karışımı resimde görüldüğü gibi bolca döktükten sonra, susam çörek otu ile süsleyip fırına verdim. 10-15 dakkada hazır oluyor. Çünkü içi zaten pişmiş halde. Bamyayı eşim çok sever ben de yerim bayılmasam da. Dolaptan dondurulmuş bamyayı çıkardım. Soğanı (evde soğan bitmiş bir pırasa doğradım bende, ama Ce farketi :p )salça ile kavurup bamyaları da ekleyip biraz su ile pişirdim. Bol domatesli sevdiğimden ayrıca domates de koymuştum soğanına. Yanına da bol limonlu yeşil salata mmmm. Nefis oldular.

Bir süredir soğuk algınlığından muzdaribim demiştim. Dün eve giderken daha önce balık alırken gördüğüm ayıklanmış hamsilerden alayım diye düşündüm. Hamsiyi sevmemize rağmen ayıklamasındaki zorluk nedeniyle büyük balıkları tercih ediyordum. Çarşıya gittim baktım ayıklanmışlar plastik bir kaba konulmuş, ne kadar dedim 6 tl imiş kilosu, sevine sevine aldım çünkü normali 5 tl idi. Ayıklandığı için daha pahalı olmasından korkuyordum. Ce'de yolda aradı hamsi var deyince bir sevindi... Ancak eve gidince işin iç yüzü ortaya çıktı, bunlar ayıklanmış ama kılçıkları duruyormuş, sadece kafaları ve iç organları yokmuş. 1 kg hamsinin kılçıklarını ayıklamaya koyulduk Ce ile beraber. O da ilk balık ayıklama tecrübesini yaşadı. Hasta hasta yapamam diye işin kolayına kaçtım ama aksine bütün işler beni buldu. Balıkları ayıklarken eşim bir baktı ki ayağı ıslanmış. Sonra döndük mutfak yarıya kadar su. O kadar dalmışız balık ayıklamaya. Bizim su gideri ara sıra yapıyor böyle azizlik, benimle i...

Kaç gündür doğru düzgün yemek yapmadım, bunda hafif hasta olmamın da sebebi var tabi. Grip oldum sanırım. Şu anda burnumu çeke çeke yazıyorum. Ancak dedim ki kendimi salmayacağım akşam gidince yemeğimi yapacağım. Daha önceden haşladığım lahanaları sardım ama lahanalar beklemekten parçalanmışlar. Pek sık yaptığım bir yemek olmadığı için çalımını tutturamadım.  Resimde önde bir biber görünüyor harcım kalınca birkaç tene de biber doldurdum. Harcı için kıyma, pirinç, bol nane, salça ve tuzu yoğurdum içine koyup sardım. Başka birşey konuyor mu bilmiyorum derken (şimdi geldi aklıma ben soğan koymadım yaaaa). Evet tadındaki eksiklik anlaşıldı. Buraya yazdığım için bir daha unutmam herhalde. Haşlanmış patatesten yaptığım salataya da, göbek salata, maydanoz ve pırasa doğradım. Taze soğan yerine pırasa kullanıyorum çoğu kez. Zira aldığım bir demet taze soğanı bozulmadan bitirebilmiş değilim hiç. Zeytin yağı, limon ve tuz ile güzelce harmanlayınca tadı nefis oluyor. İsteyen pul biber...

Normal şekilde tuzlu kurabiye de yapıyorum fakat belki daha pratiktir diye hazır kurabiye unlarından aldım. Ama sanki yine sıfırdan yapıyor gibi oluyor. İçine un hariç margarin, sıvı yağ yoğurt ve yumurta katın diyor. Kutunun üzerindeki tarifte belirtildiği gibi yaptım. Tadı gerçekten hazırlar gibi oldu. Pastaneden hiç farkı yok. Pratikliğine gelince bence yine aynı zaman alıyor. Özellikle margarinin eritilmeden katıldığı hamur işlerinde olduğu gibi uzun uzun yoğurmak gerekiyor. Acele etmem ve yeteri kadar yoğurmamandan dolayı hamurdaki homojensizlik resimde de kendini göstermiş :(